18 Mayıs, 2012

alışmaya alışamadığın zamanlarda...



Karanlık bir anda en yanlış zamanda yağmurların her daim var olduğu sessizliğin sevildiği yerlerden buralara akan bir hüzün işte... Yoldan geçerken içi sızlayan sürekli anıları, geçmişi, özlediklerini düşünmek istemediği kadar düşünen. Düşüncelerde kendini devşiren, ara sıra kaçık ara sıra sessiz sakin, bazen yorgun bazen bitap her an sanki yalnız her an sanki kimsesiz...

Var olmayan yalnızlıkla muhakeme veya ona benzer bir hikaye işte...

Ne yazacağını bilmeden ele alınan kalemde yanlış anlamda kullanılan kelimeler. Önemsenmese de akla gelen bu düşünceler gibi işte. Öylesine söylenmiş sözler, günlerce düşünülen cümleler yada tek kelime. En yalnız olduğunda tek bir ses. Yalnız kalmayı bile başaramayan biri. Başarabildiklerini sıraya koymaya çekinen, özlem ve özlemek içinde hüküm süren  duygulara mahkum işte.

Sokaklar sakin, saat gece yarısı. Kulağında Şebnem Ferah, yağan yağmurlarda kaybolma vakti. söylenecek ne kadar çok söz varmış ki, hepsi düğüm... Hepsi akıldan kalbe, kalpten akıla işte. Döngüde kaybolan sözler, artık yaş gözlerde.

Anlatılmak istenenler aslında bilinmesi istenmeyenler ama yazılınca rahatlatan işte. anlamlandırılamayan kadar gizli, sevdiğin kadar uzak, uzun gece de yol almışken... hep kurulan düşler artık yarım yarım iken, onsuz bu düşler kurulmak istenmezken, onu gerçekten yürekten özlemişken... Düşler anlamsız, düşler acımasız işte.

Her şey söylenmişken, alışmaya alışamadığın zamanlarda var olan bu hüzünle, herkese mutluluk, herkese esenlik.

http://fizy.com/#s/1ahpj6

1 yorum:

enes dedi ki...

ez şok bum...