Sevilmeye layık dostumun sevdiği rica
etmişti. doğum gününe özel bişiler yazarmıyım? diye. Düşünülmesi gereken bi
konu, yalnız cevap tek. memnuniyetle.
düşüncelerimi şeyda ile doldurmalıyım ve yazımda onu anlatmalıyım dimi?
bende öyle yapacam. sevdiğim müzikleri listeledim ve yazmaya başladım. zira
sevdiğim şeyleri bir payda da toplamak huyumdur.
şeyda, şeyda hmm şeyda... 2 sene evvel
aylardan ekim olmalı, okulun ilk haftasında tanışmıştım. en net anı; kucağında bir laptop, sınıf
birincimiz olduğu dolayısıyla aldığı hediye. aklımda öyle yer edinmişti, evet
çok net. sonra basit konuşmalar başlamıştı. nerelisin? nerde kalıyorsun? en
önemli soru da burcun ne? :) ortak noktaların olunca arkadaşlarınla kaynaşması
da kolay oluyor tabi. sonrasın da gelen grup çalışmaları da dostluğumuzun tuzu
biberi...
ne kadar sevindiğimi hatırlarım,
istanbul'da okuma hayalleri elinde kalınca. ne de olsa, bu durum arkadaşımla
geçireceğim 2 yılın daha olduğunu söylemekteydi. şeyda diyince aklıma gelen
bişi daha var. baş harfi ''emre''... nasıl yani demeyin, öyle işte. grup
çalışmalarımızı sabote eden, diye bahsedebilirim ondan. şeyda bahsettiğinde ise
gözleri parlardı. önceliği vardı. o arayınca, çalışmaya ara verilirdi. saatler
süren konuşmadan sonra bizde sabahlamak zorunda kalırdık. ya tamam bütün suçu
ona atamam biz grupça severdik sabahlamayı, derim ve sizde inanırsınız ama
inanmamalısınız :)
şeyda ile bir de gitar kursu anımız
vardır. biz gitara beraber gitmedik ama anımız vardır. nasıl olur demeyin,
oluyor valla. he he. bu sene belki beraber gidebilürük. gitseydik ii olurdu
yani. msjım şeyda'nın kulaklarında çınlasın inşallah :) sınıfta durduk yere bi
yerden arabesk bi ses geliyorsa, kafamı
çevirip kim diye bakmam bile, cevap tek ''şeyda''... tabi sonrasında ona
katılan bi sınıfta mevcuttur ve onun söylediği her şarkının benim dilime
dolanması da yadsınamaz bir gerçektir. bir de şelale önünde çekilen onun güzel,
fotojenik, doğal benim eh işte, bitanesine ''nayır nolamaz'' dediğim
fotolarımız vardır. çılgın, deli, çatlak sözlerinin tek adresidir bizim
şeydamız, onun yanında bize söylenmez böyle şeyler, sahibi var bu sözlerin ayıp
olur. başka başka ne vardı ya. hıı
hatırladım bide öğrenci işlerinden alınan diploma örneğimiz vardı. sevdiğimiz
koreliler de var, az kalsın unutuyordum bak. geçmiş böyleydi işte.
sonbahar mevsiminde yaşanırmış en güzel
aşklar burdan da bağlantı kurabiliriz, o bir aşk çocuğu... terazi burcu olmanın
verdiği dengesizlik, bol samimiyet, eğlence, kakara kikiri hepsi güzel
yüreğinde sabit. bir de daha önceden söylemişmiydim bilmiyorum, albenisi de
var. huyu güzel kendi güzel cinsler vardır ya, en sevdiğim. işte onlardan.
ve son olarak geleceğin nasıl olacağını
da ben hayal edebilirim. tamam tamam. en
azından iyi dileklerde bulunabilirim. kendi dilimde kutlamak istediğimi
farkettim şuan itibari ile, ROJ BUNA TE PİROZ BE... sonra sevdiğim bir dille
tekrarlamalıyım dimi? AD GÜNÜN MÜBAREK... ve çok uzak bir dille de kutlamak
isterim. 생일 축하 해요. saeng-il chugha
haeyo... neden? konu sen olunca içten
dileklerim bitmek bilmiyor. ee o zaman son olarak sevdiğim bi şarkıyla da
kutluyayım. DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, MUTLU OL SENELERCE...
canım
arkadaşım, ömrün güzelliklerle, sevgiyle, sevdiklerinle geçsin. hüzün bile
mutluluğu dışında yaklaşmasın sana. bir
de ''Allah, seni sevdiğine yar
etsin'' diye bişi vardı. evet, buda
yazının sonuydu.
1 yorum:
eheheh o yazıdaki benim :) :)
çok çok teşekkür ederim.
bu arada azıcık geç yorum yaptığımın farkındayım.nete yeni kavuştum. öyle.:)
Yorum Gönder