10 Aralık, 2010


ardı arkası gelmeyen ödevler…. sınav sonrası moral bozukluğu…. ev okul arası mekik dokuma yarışması birinciliği… olmayan ingilizcem le çevrilen makaleler… bu aralar içinde olduğum moral bozukluğu… özlediklerim.....canlarım....... yazı yazma hevesi ve isteksizliliği ile karışık bi durum… ve  sertap erener: bir damla gözlerimde….


07 Kasım, 2010

MaZeReTiM VaR, AsAbİyİm bEN ...

geçen senenin çömlüğünü atlattığıma doğru dürüst sevinemeden bi çok sorunla karşılaşmak harbiden kötü... ev ahalisiyle durumlar zaten vahim... eski ev raiyetine duyduğum özlem de hat safhadayken... ödevlerin bastırması falan derken... bu aralar ha bire acıtasyon yapasım var... haaa bir de bunların üstüne evi toplama telaşı sarmasın mı... eğer  yapmazsam acıtasyonun hakkı kalır üzerimde... sıkıntılı günlere alışmıştım aslında... mutfakta gezen hamamböcükleri ile artık kanka sayılırdım... bozulup duran şohbeni artık görmezden geliordum kısmi olarak... sonunda şohben de düzelmişti... kanka sayısında da epey sayı kaybetmişken nerden çıktı bu evi taşıma... sorumsuz ev sahibimizden kaynaklıydı... öğrenci milleti hep mi eziktir... bu kadar da hor görmeyin please!!!... şeytan diyor ki o adamı burda kötüle, yerden yere vur ama şeytanı dinlemicem bu seferlik... yeni evimiz birinci katta ve güneş görmüyor... elektrikler kesildiğinde kör ebe oynar dururuz artık... saklambaçta iii giderdi aslında... oyunlarımız açık hava oyunları gibi görünsede evdede gayet rahat oynayabilirsiniz... bizzat test ettim, denedim... neyse konumuza dönelim... artıları da var evimizin hakkını göz ardı etmeyelim şimdi... birincisi okula, gittiğimiz, gidebileceğimiz her yere daha yakın... kent kart basmaya gerek kalmıcak... ikincisi çamkıran büfeden uzaklaşmak, paha biçilemez... üçüncüsü odalar daha geniş.... çok zorluorum ama başka artısı çıkmıyor, bu kadar.... yani sinirlerim çokça bozuldu bu ay...  bunları başkalarına da yansıtmak çok kötü bi durum farkındayım ama ... bütün bunları artık blogumu boş bırakmama kararı verdiğim için, aklımdakileri suyu musluktan akıtır gibi akıtmak için yazdım buraya... gecenin bu vaktinde... ev raiyeti uyurkene... yorganın altında bile üşürkene... sürekli tlf a bakıp dururkene yazıverim bari.. dedim ve yazdım gari...

10 Eylül, 2010

vefasızam amma yaxşıyam da

men büyük self eylemişem... burda blog açmışam da bi azerice yazı yazmamışam..... hamımızın hetta sözerin hoşuna geldiği şeylerden biri başqa polyak ile danışmakdır.... lisenin sonuna qadar karadeniz lehcesi ile danışırdı, msj yazırdı bize..... bir çok ferkliliği ile bu arkadaşım men de bu fikirle alaqali xüsusi ilgi yarattı.... men de o vaxtlar laz lehçesinle danışmağa çalışmıştım.......

amma ahır zamanlarda yaxşi cazibeye baxandan sonra azerice daha çox xoşuma geldi.....azerbaycana duyduğumuz qardeşlik, azeri qızına olan ilqi ve sevgimizle daha da çoxalmıştır.....

filmde balkonu meşhur xaqan yılmaz ile bayır gülü aslıxan gürbüz oyniyir....... pul evezinde edilmiş bir evlilik ..... evliliğün saxtalığından şübhelenen bir polis...... mezeli bir bina ve daha neler neler...... xepsi bu serialda olar.... ailece televizır keyfi etmek içün daha ne lazım olabiler ki.......


yahşi cazibe olabiler =)))))))))